CAN CARPET, OSMANLI VE SELÇUKLU MOTİFLİ HALILAR BAŞTA OLMAK ÜZERE DOKUDUĞU HALI VE KİLİMLERLE, BİR HALI İMALATHANESİNDEN ÖTE KIRSALDA YARATTIĞI İSTİHDAMLA DA BİR SOSYAL SORUMLULUK PROJESİ OLMA ÖZELLİĞİ TAŞIYOR. OSMAN CAN, TUTKUYLA BAĞLANDIĞI HALI KÜLTÜRÜNÜ MESLEK OLARAK SEÇMİŞ OLMAKTAN DOLAYI KENDİNİ ÇOK ŞANSLI HİSSETTİĞİNİ SÖYLÜYOR.
Geleneklerimizin yıprandığı ve kolaylıkla unutulduğu bir zamanda, Türk kültürünün vazgeçilmezlerinden halı kültürü ne mutlu ki hâlâ yaşıyor. Elbette, bu kendiliğinden olmuyor. Devlet desteğinin her geçen yıl daha da azaldığı sektörde, kendi imkanları ve tutkusuyla Türk halı- sını yaşatanlar hâlâ var. Selçuk kırsalında, devlet teşviki olmadan dokuduğu Osmanlı ve Selçuklu motifleriyle bezeli halı ve kilimlerle bu sorumluluğu üstlenenlerden biri de Can Carpet. Babası İsmet Can’dan devraldı-ğı mirasa hakkıyla sahip çıkan Osman Can, “Babam sayesinde küçük yaşlarda tutkuyla bağlandığım halı kültürünü, meslek olarak da benimsemiş olmaktan dolayı kendimi hep şanslı saymışımdır” dedi.
SELÇUKLU VE OSMANLI HALILARI SELÇUK’TA DOKUNUYOR
Türk halı kültürünün yanı sıra baba mirasını da yaşatıyor Onlarca medeniyete ev sahipliği yapmış, bir avuç toprakta dünya mirasını barındıran şirin bir Ege kasabası olan Selçuk’ta başlayan bir hikâye bu. 1862 yılında demiryolları ile tanışmasına rağmen karayolu ulaşımına geç kavuşan Selçuk ilçesinin 1950’li yıllardan sonra ulaşım olanaklarının artmasına bağlı olarak turizmi de büyük gelişme gösteriyor. İşte o yıllarda, Osman Bey’in babası İsmet Can, berber
olarak çalıştığı dükkanın kapısını bir daha hiç açmamak üzere kapatıyor ve o gecenin ertesinde Almanca öğrenmek üzere dil kursuna başlıyor. 1965 yılında Can Souvenir olarak başlayan serüven, birkaç bakır tabak, ufak tefek hediyelik eşya, birkaç parça kilim ve o küçük dükkana sığmayacak kadar büyük umutlar ile hizmete giriyor. 1969 yılında Papa II. Jean Paul’ün Meryem Ana Evi’ni ziyaret ederek burayı Hıristiyanlar için kutsal hac yeri ilan etmesinden 1 yıl önce, 30 Mayıs 1968’de, Can Souvenir artık Can Carpet olarak yola devam etme kararı alıyor. İlerlemiş yaşı ve oğluna duyduğu güven ile Can Carpet’ı oğlu Osman Can’a devreden İsmet Bey,
Halk Eğitim Merkezleri’nden aldığı destekle halı dokuma kursları oluşturarak yetenekli genç kızları eğiten Can Carpet, bir halı imalathanesinin yanında bir sosyal sorumluluk projesi de
Can Carpet, onlarca medeniyete ev sahipliği yapmış, bir avuç toprakta dünya mirasını barındıran şirin bir Ege kasabası olan Selçuk’ta Selçuklu ve Osmanlı mirasını yaşatıyor.
Can Carpet’ın bugün geldiği nokta düşünüldüğünde, ne kadar doğru bir karar verdiğini o zaman da biliyor olmalıymış. Çocukluğuna dair anlatacağı tüm anıların illa ki bir yerinde mutlaka halı ve kilim olduğunu söyleyen Osman Can, babası sayesinde küçük yaşlarda tutkuyla bağlandığı bu kültürü, meslek olarak da benimsemiş
olmaktan dolayı kendini hep şanslı saydığını ifade etti. Can, “Askerlik dönüşü büyük bir hevesle mesleğime dört elle sarıldım. Babam ilerlemiş yaşı dolayısıyla ve benim bu işi tek başıma başarabileceğime olan inancıyla Can Carpet’i bana devretti. Dükkanın anahtarlarını elime verirken büyük bir sorumluluğu da omuzlarıma yüklediğinin
farkındaydım” şeklinde konuştu.
Selçuklu ve Osmanlı motiflerine hayat veriyor
Can Carpet olarak halı ve kilim ticaretlerini sürdüren Can, bir yandan da müşterilerinin tavsiyelerini not edip biriktiriyor. Çoğunluğu Türkiye’ye gelen turistlere ait bu tavsiyelerin ortak noktası, gezdikleri müzelerde yer alan Selçuklu ve Osmanlı halılarına yönelik oluyor. Tavsiyelere kulak veren Can, zorlu bir serüvene atılıyor ve altından kalkıyor. Can, o günleri şöyle anlatıyor: “Bu ifadeler bende yeni bir dü- şüncenin filizlenmesini sağladı. Maalesef yeniliklere pek açık olmayan yerleşik kasaba kültüründe bu fikrim pek taraftar bulmadı ama ben kararlıydım. Biricik eşim Funda Can, halı dokuma konusundaki
mahareti ve tüm kalbi ile en büyük destekçim oldu. Halı dokuma kursları oluşturarak bu konuda yetenekli genç kızları eğittik. Halk Eğitim Merkezleri’nden destek aldık. Bir taraftan da halı köyümü- zün inşaatını başlattık. Her şey 6 ay içinde hazır oldu olmasına ama bizim için zor ve çetin bir sürecin de başlangıcıydı bu. Aslında yabancısı olmadığımız bu süreci en güzel biçimde nasıl yöneteceğimizi düşünürken, uzun süre gece uykularına veda etmek zorunda kaldım.”
Carpet, çevre ilişkileri ve talep yoğunluğuna göre 200 kişilik dev bir atölyeye de dönüşebiliyor. Can, Can Carpet olarak sadece bir halı imalathanesi değil aynı zamanda kırsalda yarattığı istihdam ile bir sosyal sorumluluk projesini de temsil ettiklerini söylüyor. Kendi öz çabalarıyla ve sınırlı sermayeleriyle çıktıkları bu yolda hiçbir kurum ve kuruluştan destek almadan yıllardır faaliyetlerini sürdürdüklerini ifade eden Can, “Önce bilgimize sonra yüreğimize güvendik ve emin adımlarla ilerliyoruz. Halı bir kültürdür. Bu kültürü yayma gayreti de çabalarımızdan biridir” dedi. Can Carpet, herkesi faaliyetlerini daha yakından görebilmek için Selçuk ve Efes’e bekliyor.